Çağdaş olmak, çağı yakalamak, çağdaş düşünmek, çağın gerisinde kalmamak, çağdaş bir toplum yaratmak gibi kavramlar hep yeniliği, hayatımıza yeni giren ve gelişmiş ülkelerin benimseyip yaşam biçimine dönüştürdüğü şeyleri anlatır. Bütün bunlar birer kavram olarak başlar ve deyim yerindeyse ‘ete kemiğe bürünerek’ hayatımızın bir parçası olur. Gerçi fiziki dünya ne kadar yenilenirse yenilensin düşüncelerin, fikirlerin yenilenmesi çok daha önemlidir değil mi? 
 Neyse bu şekilde bir giriş yaptım ama esas yazmak istediğim konu, çağdaşlığın getirdiği başka bir şey. Gelişen dünyada hiç şüphe yok ki internet, artık normallerimiz arasında yer alıyor. İnternet ile birlikte insanların haberleşmeleri, dünyanın bir ucunda yaşarken, diğer ucunda ne olup bittiğinden hızlı bir şekilde haberdar olmaları artık anlık oldu. Dünyadan haberdar olmak güzel şey. 
 İnternetin elbette çağdaşlaşmada çok önemli bir yeri var. İnternet ile birlikte haberleşmede, duygu ve düşüncelerimizi aktarmada hayatımıza giren bir takım aracı mecralar var. Örneğin Tiktok, Instagram, Twitter, Facebook galiba bunlar arasında en popüler olanları. Ha bir de Whatsapp ile Telegram var çok kullanılanlar arasında. Türkiye’de insanlar en çok Twitter ve Instagram kullanıyor galiba. Türkiye’de sanırım enler arasında tıklanma uğruna garip şeylerin paylaşıldığı Tiktok var değil mi? Bizde, yani Kıbrıs’ın kuzeyinde en çok Facebook kullanılıyor. Hem de ne kullanma… 
 Millet neredeyse her anını paylaşıyor bu sosyal medya mecrasında. Yemek yerken, alış veriş yaparken, sevgilisiyle gezip tozarken, başı ağrıdığında, spor yaptığında, hastaneye yattığında, plajda güneşlenirken gibi paylaşımlar hep ön sıralarda yer alıyor. Bir de doğum günü kutlama etkinlikleri yok mu? Dikkat ettim, eğlenceyle ilgili paylaşımlar daha çok kabul görüyor. ‘Bu akşam da böyle’ deyip de yiyip içme masasını paylaşan birinin beğeni oranı daha fazla oluyor. Ciddi bir paylaşımda bulunan varsa, örneğin zamlardan bahsedip şikâyet eden birisi varsa, onun o paylaşımına ilgi, yiyip içme masasından daha az oluyor. Bu da insanların ya korktuğunu ya da ilgi alanının ne olduğunu ortaya koyuyor. 
 Sosyal medya bir yerde insanların deşarj olduğu bir platform da oldu aynı zamanda. Hatta bu yazayım da rahatlayıp duygusu o kadar gelişti ki iş sövüp saymaya kadar uzandı. Eleştiri dozu artarken iş sövgüye dayandı. Nasılsa bir yaptırımı yok düşüncesi ile millet aklına ne geliyorsa yazıyor. Hani bazen, sosyal medya dedi kodu kazanı oldu diye düşünmüyorum da değil yani. 
 Bu arada hep şikâyet ediyorum sanmayın. Sosyal medyanın yararları da var. En iyi yardımlaşma, organize olma mecrası bana göre sosyal medyadır. Kamuoyu oluşturmada ama doğru, ama yanlış üstüne yoktur sosyal medyanın. Hani o uzun zaman bin bir türlü gerekçelerle arayıp sormadığımız büyüklerimizle ilgili iyi ya da üzücü haberleri de yine sosyal medya aracılığıyla alıyoruz. 
  Vatandaştan saklanmak istenen veya çok fazla ayrıntısının bilinmesi istenmeyen gelişmelerden de sosyal medya aracılığıyla haberdar oluyoruz. Örneğin ülkemizde seçim ile en büyük partinin başına gelen ve sonra Başbakan olan bir siyasinin Başbakanlıktan istifa ettirilmesinin, Türkiye’den gelen baskıdan kaynaklandığıyla ilgili ayrıntılar hep sosyal medya aracılığı ile yayıldı. Başbakanımızın toplumundan gizli bir şekilde Türkiye’ye giderek gizli görüşmelerde bulunduğu yönündeki haber sosyal medya aracılığıyla paylaşıldı. Mesela, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun bile isteye batırılarak yerine TC kökenli AKSA’nın ülkede tek enerji üreticisi olmasının istendiğiyle ilgili tartışmalar yine sosyal medya aracılığıyla yapıldı. Ya da laik bir toplum olan Kıbrıs Türkünün dinsizlik ile suçlanarak camilerde eğitim verilmesiyle ilgili genelgenin gizli tutulmasına rağmen açığa çıkması sosyal medya üzerinden oldu. Küçücük ülkemizde her geçen gün artan peşkeşler, bazıları daha çok kazansın diye yabancılara konut satışının ucunun kaçırılması, kumarhanelerin sayısının artırılması girişimleri gibi birçok unsur toplumdan gizlenirken yine sosyal medya aracılığıyla vatandaşın bilgisine geliyor. 
 Sözün özü sosyal medya artık vazgeçilmezimiz ama bir de onu daha çok, toplumsal gelişimi sağlayacak şekilde kullanmayı tercih edersek, işte o zaman daha yararlı olacak diye düşünüyorum.