Onca yoksunluk, onca acı, onca sorun, onca kayıp ve onca yoksulluk varken tek derdin kadınları eve tıkmak olduğunu gördüğümüz şu günlerde yine söyleyecek söz bulamıyorum.

Kadınlarımız evlatlarını diri diri mezara gömmüşken, kocalarını, ağabeylerini ve babalarını hala arayıp bulamazken, tek derdin kadınları eve tıkmak olduğuna inanmak gerçekten sınırları zorluyor.

Onca yoksunluk varken.
Onca yolsuzluk,
Onca haksızlık,
Onca hukuksuzluk,
Onca vicdansızlık,
Onca yanlış varken.
Tek derdin kadınları sahadan silmek olduğunu öğrenmek akla hayale sığmıyor.

Bir bölge yok olmuş
Ve hatıralarını yitirmişken,
Onca çığlık yükselirken,
Çadır yokken,
Aş yokken
Hastane yokken
Hatta çay bile yokken
Ter derdin kadınları ezmek olduğuna inanmak zor.

Evleri başlarına yıkılınca çadır bulabilenlerin çadırlarını su basarken,
Elinde süpürgesiyle insanlar feryat ederken,
Üstelik dere ve kanal yakınlarına inşa edilmesine izin verilen evler yine insanlara mezar olurken,
Yani
Onca acı,
Onca dert varken,
Onca yıkıntı,
Onca enkaz,
Onca cenaze varken
Tek dert bu mudur?
Kadını eve tıkmak mıdır?

Ama bak unutmamalı :
Günün birinde sizlerin de anneleri, eşleri, kızları, ablaları, halaları, teyzeleri, baldızları ya da yengeleri doktora muhtaç olunca,
Mumla ararsınız kadın doktorları?