
Prof. Dr. Ahmet İnam
Kendi Öyküsünü Yazacağını Söyleyen İktidara
Kendi öykünüzü böyle bir bakış, duyuş, anlayış tavrı ile yazamazsınız. Bu öykü olmaz, bildiri olur. Yazacağınız öykü bu toprakların öyküsü olacaksa bu topraklardaki farklı inançlarda, görüşlerde, yaşayışlarda insan topluluklarını da bireyleri de anlatmalıdır. Onları içine almayan öykü bizim öykümüz olamaz. Sizin gibi düşünen dar bir çevreyi büyülterek, farklılıkları yok etmeye çalışan baskı ile öykü kaynayan Anadolu topraklarındaki onlarca güzel öyküyü yok sayarak öykünüzü yazamazsınız. Yazarsanız bu bizim öykümüz olmaz. Buraların öyküsü için yüce bir yaşam gücü; kavrama genişliği, derinliği, yüksekliği gerekir. Farklı bakışlarla etkileşime geçebilecek, “el” olanla, “yaban” olanla, yabancılarla iletişimi olup oralardan beslenen öykülere gerek vardır. Siz öykü yazmak istiyorsunuz ama bunun için geçmişi geleceğin insanıyla buluşturacak bir tavrınız yok. Aldığınız iktidar gücüyle farklı olanları dinlemeye, eleştirenleri anlayıp tahammül ederek onlardan öğrenmeye kapalısınız.
Yazacağınız öyküde bu toprakların insanlarının hangi yüzleri vardır? Hâlâ buyurgan, hâlâ yasakçı, hâlâ gergin, hâlâ tek sese bağımlı, hâlâ baskıyla algı yönetimin ardında, hâlâ tepkilisiniz. Öykünüz bu hâldeki insanın öyküsü olur, bu halle yazılmış öykü olur; bu hâlinizle farklı zamanların, çağların, insanların canlarına, gönüllerine giremezsiniz. Başka öyküler yazacak olanlara izin vermeyip, yasaklar koyarak, onları tutsak ederek yazabileceğinizi düşündüğünüz öykü, bir savaş ilânıdır, kindir, nefrettir, hak yemedir; o laf olarak üzerinde titrediğiniz “adaletten” uzaktır. “Medeniyet inşası” muhalifler olmadan yapılırsa bu bir gecekondu inşası olur. Tepkiyle çatılan çatı, başınıza yıkılır. Kinle, öfkeyle değil, içinizde bütün insanlara açık, sanat, düşünce, bilim ürünleri ortaya koyma aşkıyla yazılır öykü! Buyurun bakın, bu tavırla yazın öykünüzü, bir avuç fanatiğin dışında kimlerin canına dokunabilirsiniz görün! Anadolu’yu binlerce yıllık kökleriyle duymaya çalışan benim gibi çocuklar öykünüzde olmayacaklar. Hamasetten uzak, insanlığa sözü olanların can verdiği bir kültür şantiyesinde başlayabilir yapı kurma.
Unutmayın, yıllarca resmi tarihe karşı çıktınız. Şimdi iktidarsınız, güç sizde, sakın yazacağınız öykü, yeni bir resmi tarih olmasın!
En iyi öykücüler genellikle muhaliflerden çıkar. Bir gün siz de muhalif olursanız, yazmayı deneyebilirsiniz öykünüzü, yeni baştan.