
Prof. Dr. Yasin Ceylan
Mayki
Bu bir köpeğin adıdır. Dün sabah erken öldü. Apartmanın bahçesinin bir köşesine gömüldü. Mayki 20 yıl yaşadı. Bu kadar yıl ona, komşum ve aile dostum Günay Hanım baktı. Mayki’nin annesine de Günay Hanım bakmıştı. Tam 16 yıl.
Mayki pek farklı bir köpekti. Diğer köpeklerle oynadığını görmedim. Günay Hanıma “Anne” diye bağırırdı. Bu bağrışı herkes duymuş ve bilmişti. Günay Hanım, bu sesi duyar duymaz, elinde ne iş varsa bırakır, Mayki’ye koşardı. Mayki ayrıca imtiyazlı bir evcildi. Günay Hanım, onu bahçeye getirdiği zaman, ona ait bir battaniyesi de elinde olurdu. Onu yere asla bırakmazdı. Küçücük bir bedeni olduğu için Günay Hanım onu, çoğu zaman, kucağında taşırdı.
Mayki son aylarda artık canlılığını yitirdi. Ayağa kalkamıyordu. İyice yaşlandı. Ani çığlıklar atıyordu. Istırap çektiği belliydi. Veterinere götürdüler. Veteriner bir şey yapmadı. Uyutulmasını ben tavsiye ettim. Günay hanım şiddetle karşı çıkmıştı.
Dün Ankara’ya dönüşümün son akşamında, komşularım bir parti verdiler. Günay Hanım da katıldı. Gözüm ondaydı. Dalgındı. Sanki bizimle değildi.
Geç vakitte, herkes evine gittiğinde, Günay Hanım Mayki’nin mezarı başındaydı. Ağlıyordu.
Bu sabah bizi uğurlamaya geldi. Yine ağlıyordu. Ben de dayanamadım. Gözlerimden yaşlar inmeye başladı. Sevgili Mayki için. Ve çok sevgili Günay Hanım için.
Sonra,
Sonra, bu yazıyı yazdım.