
Yıldız Aktaş
Ben Değişirsem, Değişir Dünya
Dünyayı değiştirmek iddiasında olanlar kendinden başlasın değişime.
Çünkü toplumsal değerlerin doğru olabilmesi için bireysel değerlerimizin doğru olması lazım. Önce kendi kapımızın önünden başlayacağız temizlemeye...
Birilerini yargılayan, suçlayan parmaklarımızın ucunda önce kendimizi çekeceğiz hizaya…
Kendimize tutacağız aynayı...
Ben değişirsem, değişir dünya… unutma
Kendi yanlışlarımızla yüzleşmeden, elimizde fener kimsenin gölgesinde kusur arayamayız.
Her fırsatta dilimize doladığımız o ‘aydınlık gelecek’ için önce ben, sen, biz yanmalıyız…
Bizden başlamalı aydınlığa giden yol.
Geçmişle hesaplaşmayı bırak, yeni yolları göster, içine itildiğimiz bu karanlıktan kurtuluşun çaresini…
Sorunların tespitinde üstümüze yok ama çözüm kısmında sürekli suçu başka yerlerde, kendimiz dışında herkeste arıyor, şikâyet edip, hayıflanıyor, kırıyor, kızıyoruz…
Bitmedi mi hesaplaşman?
Sokrates "Değişimin sırrı, tüm enerjini eskiyle savaşmaya değil, yeniyi inşa etmeye odaklamaktır" der.
Gelin kendimizden başlayalım yeniyi inşa etmeye…
Her insan bir dünyadır o halde önce kendi dünyamızı güzelleştirelim, kendi dünyamızı geliştirelim.
Nefretin dili görünmez duvarlar ördü aramıza, yabancılaştık birbirimize, gelin yıkalım o duvarları…
Aramıza giren kibrin ve nefretin dilini kesip atalım…
Devam edebilmemiz için sevmemiz lazım, yeniden güvenmeyi denememiz, karamsarlığı çatlatıp bir çiçek gibi gökyüzüne uzatmalıyız umudu, toprağın kıymetini anlamalıyız, bereketini paylaşmanın…
Yok oluşun en büyük silahı eylemsizliktir, oturduğumuz yerden değişimden bahsedip güzel günler görme hayali yetmez tek başına… Bazen küçük değişiklikler uzun vadede büyük bir değişime sebep olur.
Kalk, kendin için bir kitap seç, bir film izle, bir sanat eserinin ruhuna dokunmasına izin ver, bir çocuk sevindir, bir insana yardım et, bir hayvan sahiplen, çiçek yetiştir renk renk saksılarda, komşuna bir fincan kahve ikram et mesela…
Baskıya boyun eğmek istemiyorsan yaşama katıl dibine kadar…
John Steinback ‘Gazap Üzümleri’nde; “Baskı ancak baskı altındakileri güçlendirir ve birbirine bağlar” der. Bu günlerden güçlenerek çıkmak için birbirimize sarılacağız, ruhumuzu geceye çeviren her şeyden kurtulmak için önce kendimizi, sonra birbirimizi seveceğiz…
Çünkü eğer biz kendimizi kurtaramazsak hiçbir şey bizi kurtaramaz.
Kendimizden kaçarak, kendimizi bulamayız, kendini bul ve kendini bil
Delphi'deki Apollon Tapınağı'nın girişinde Sokrates'in öğretisinin temelini oluşturan “Gnothi seauton” yani "Kendini bil" yazar, bu söz düşünce tarihinin en eski özlü sözlerinden biridir. Bilgeliğin de başlangıcı, kendini bilmekle başlamış zaten. 2000 yıl önce tapınaklarına altın harflerle yazmış adamlar bu sözü. Asırlardır insanoğluna anlatılmak istenenin özü hiç değişmemiş. Her din ve dilde de kendini bilmek üzerine öğütler verilmiş.
Kur-an’da Oku ile başlar, kendini oku, dünyayı oku, alemi oku, varlığı oku…
Okumak bilmektir, Kur-an da önce kendini bil der yani…
Sözün özü her din ve dilde insana kendini bilmek bu kadar önemle nasihat edilmişken, kendimize yük edindiğimiz öfke ve nefretten kurtulmakla başlamalı yenilenmeye…
Unutma, ben değişirsen, dünya değişir.
Önce kendinden başla güzel bir dünya yaratmaya…